9 Haziran 2013 Pazar

Sen JT Kim, Bilir Misin Evlat?



Tabi ya, bilir misin, ha?

JT dediğimiz, Justin Timberlake, hatta okunuşu ile Castin Timbırleyk, ve hatta bana göre Timbırleyk de değil, Timbooo'dur. Bu söyleniş ikinci ve şu anki üçüncü albümünde Justin Timberlake'in albümlerine fazlasıyla dahil olmuş olan Timbaland ile kazınmıştır aklıma. Pek severim.

Justin Timberlake, uzun süreli yokluğunda Justin Bieber'ın hiç ara vermeden doldurduğu müzik ve magazin dünyası vesilesiyle "Justin" dendiğinde akla kendisi yerine Bieber'ı getirir olmuştur. Fakat onu Nsync'den beri pek bir seven büyük bir kitle "Justin" dendiğinde hala herkesten ve her şeyden önce Timberlake'i hatırlar.

Justin Timberlake hayatıma ne zaman, neden, nasıl bu kadar derinden girdi bilmiyorum. Kendisiyle ilgili en eski anım ilkokul 5.sınıftayken bir seferinde Carrefour'a gittiğimizde ilk albümü olan "Justified"ın kasedini müzik reyonu raflarında gördüğümüzde nasıl heyecanlandığım, anneme "alabilir miyiz?" diye sorduğumda "hayır" demesi üstüne ciddi ciddi markette ağlayışımdır. Evet, bildiğiniz ağladım. Hatta annem bana bu yüzden çok kızmasına rağmen kendimi tutamıyordum. Bir yandan onun peşinden Carrefour'da dolanırken, bir yandan da o gün Sertap Erener'in Eurovision için çıkardığı single ı almamıza ağlıyordum. Bir albüm alacaksak, bu, Justified olmalıydı çünkü.

Neyse efendim. Haftalar sonra ben o sınıfı bitirdim ve takdir belgesi getirdim tabi ilkokul 5'te olunca. Annem de beni en yürekten vuran hediye ile karşıma çıktı: 2 çok sevdiğim ve istediğim yerli şarkıcının albümü ve tabi ki Justified.

Cry Me A River'ı bilmek için Justin Timberlake hastası olmanıza gerek yok. İlkokul zamanlarından beri yabancı pop dinleyen 91li ya da 90lı, hatta biraz daha büyük olan kesimdenseniz kesin illa en az on kez dinlemişsinizdir. Çok beğendiğinizden değil de, bir yerlerde bir şekilde maruz kaldığınızdan.
"Ay o neydi ki, ben unuttum :s" diyecek olanlarınız için bir daha gelsin şu linkten: fizy'de Cry Me A River .

Ama tabi benim ve hatta kardeşimin bu albümden en sevdiği şarkı Rock Your Body olmuştur her zaman.


Bu albümden yaklaşık 5 yıl sonra, benim lise 2'de olduğum sıralarda Justin ikinci albümünü çıkardı. Bunda da yine aşırı bilinen Sexy Back ile çok iyi bir çıkış yaptı. Kardeşim o şarkıyı da pek takıntılı şekilde severdi. Ben ise o albümde single olarak sunulan ikinci şarkı "My Love" için saatlerce televizyon başında beklerdim. Number One'da hafta içi her akşam 8'e doğru illa ki çıkardı video. Artık ezberlemiştim.


Albümün annemden o yılki doğumgünü hediyem olarak gelmesi üzerine geri kalan bütün şarkıları lise için onca yol giderken dinler olmuştum. Ve tabi ki yıllar sonra hala arada açıp dinlediğim, albümden en favori şarkım, bu yazıyı yazarken bu harika canlı performansını bulduğum Summer Love.
Bu şarkı için resmi bir video yapılmadı ama albümde single olarak sürülen her şarkı kadar popüler ve sevilen bir şarkı oldu.


Sonra geldik 2013'e. 16 yıllık eğitim hayatımın son yılına da Justin ile beraber girdik, onun uzuuuuuuun bir aradan sonra çıkardığı albümle...

Açıkçası Suit&Tie onca zaman sonra çıkarılan bir albümün ilk single'ı olarak beni bayağı hayal kırıklığına uğratmıştı. Albümün geri kalanı ilk fırsatta gelse de en azından 1-2 güzel şarkı bulsam derken Mirrors için audio video tarzında bir yapım sunuldu Vevo üzerinden.


Bu şarkıyı dinler dinlemez "İŞTE, SONUNDA GERÇEK JUSTİN GERİ DÖNDÜ!" dedim. Ve saatlerce başa aldım bu şarkıyı.

Bir ay kadar ertesinde albüm torrent dünyasına düşer düşmez bilgisayarıma da konuk oldu, ve tabi ki hemen yol arkadaşım olmak üzere mp3 player ıma aktarıldı. Takıntılı şekilde dinlediğim ilk şarkı "Don't Hold The Wall" oldu. Hatta bir süre ilerisine gidemeden sadece bunu dinledim.
Bu şarkı kesinlikle albümde öne çıkarılması gereken şarkılardan biri.


Albümde ilerlediğimde ilk izlenimim hayal kırıklığı oldu. Mirrors, Don't Hold the Wall ve Tunnel Vision harici hiçbir şarkıyı tekrar dinlemek isteyecek kadar sevmedim. Fakat bu üçlü de bana öylesine yetti ki, albümün geri kalanını o kadar sevmememe rağmen düştüm D&R yollarına.
Ama tabi önce size albümün en iyi şarkısı olabileceğini düşündüğüm Tunnel Vision'ı dinlettirmeden gidemezdim.
BU ŞARKIYA HASTAYIM ARKADAŞ!


Şu güzel kare geçen hafta mezuniyet kahvaltımızdan sonraki dolanmalarımızın son ayağının ardından eve dönüş yolunda çekildi. Sonunda albümü ufak arşivime katmak üzere almış bulundum.


İlk albüm: İlkokul 5
İkinci albüm: Lise 2 - 10.sınıf
Üçüncü albüm: Üniversite son - 16.sınıf
Eğitim hayatımı bu adamla tükettim resmen!

Albümü aldıktan sonra o ilk izlenimle pek beğenmediğim şarkıları tekrar dinlemeye başladım ve bu aralar favorim "Dress On".



Tabi benim için bir Tunnel Vision değil ama bu da sevdiklerim arasına girdi.

Zamanla başta sevmediğim diğer şarkılara da ısınırım muhtemelen. Mesela "Strawberry Bubblegum" ve "Body Count" arada sırada dinlediklerim arasına girdi son bir haftadır.
Tabi ben böyle heyecanla üçüncü albümün varlığına hala inanamamakla meşgulken Justin Timberlake'in dünya turnesi haberini vermesi yüreğimi de ağzıma getirdi. Yurdumuz şimdilik o şanslı ötesi ülkeler arasında görünmüyor ama en azından 2014 için umut edilebilir. Hep OneRepublic 3.ve son hayalim derdim ama Justin Timberlake'in 6 yıl ara verip, geri dönmeyeceğine ikna olmamdanmış, bugünlerde iyice görmüş oldum.

Bir JT konserinde VIP kategorisinde olmak...

Hayal bile edilemeyecek kadar muazzam bir gerçeklik ihtimali olurdu.